En iyi dostum
Pansiyon farelerinin marş müziği eşliğinde
sürüklerken
mukavva bavulumu
ya çok sıcak olurdu hava
ya da dondurucu soğuk
ve hatunlar
dolar savaşçılarına aşıktılar
ve ben eyalet eyalet
dolanıyordum mukavva bavulumla
Teksas,Arizona,Louisiana,Georgia
Florida,Güney California...
Yemiştim kafayı
iptaldim
aşikar olanla yüzleşemiyor
kirli şişelerin üstünde
cin içip
alkole alıştırıyordum
tahta kurularını
intihar planları yapıyor ve
çuvallıyordum,
üçüncü sınıf işlere girip
çıkmaya başladım ve
umursamayan ve benden daha zeki
birilerinin paramparça ettiği
hedeflerdi sanki
saatler
Tanrı'ya gidemezdim
beni kurtarması için
ama Tanrım ne biçim
devirdim şişeleri
hiçliğin nehrine akan
yüzlerce
şişe
ve içkinin kötülükleri üstüne
dilediğinizi söyleyebilirsiniz
ama onsuz hayata katlanamazdım
sıçan gözlü ustabaşlarına
tatil ve sigorta
ile yetinen
işçilere
köleliklerinin farkında
olmadan
kendilerini şanslı sayan
adamların
esaretine
şişe
sadece şişe
ve şişeler sayesinde
katlanabildim
her şeye
gün boyunca
tekrar odama döneceğim
geceyi düşlerdim
ayakkabılar çıkartılmış
karanlıkta
yatağa uzanılmış
şişenin kapağını açıp
o ilk yudumu almak
kokuşmuşluğu
çürümüşlüğü
üstümden atarak
bir sigara yakar,
duvarlara ve ayışığına
aşık,
bu pis oyunu içime çektikten sonra
uzağa üfler
ve şişeye uzanırdım
gene
zayıf değil
ama güçlü:
sıkı bir yudum alıp
şişeyi yere bırakarak
herkesin
olasılıkları
altetme
yöntemi
farklıdır.
Charles Bukowski,Bana Aşkını Getir,Parantez yayınları
sayfa:176
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder